19 Eylül 2025 Cuma 05:12:11


HACI BEKTAŞİ VELİ HAZRETLERİ TÜRBESİ NEVŞEHİR

HACI BEKTAŞİ VELİ HAZRETLERİ TÜRBESİ NEVŞEHİR

Türk'ün büyük hocası alimi Hacı Bektaşi Veli Hazretlerinin Nevşehirdeki Türbesini ziyeret ettik. Türk'ün sır manasını taşıyan Dut ağacınıda görmüş olduk.

HÜNKÂR HACI BEKTAŞ VELİ HZ. (NEVŞEHİR)

Hacı Bektaş Veli Hz. Daha belli bir yaşa gelince Ahmet Yesevi’nin halifelerinden Şeyh Lokman-ı parende’ den ders almaya başlar. Bir gün mektebe gelen Lokman-ı Parende Bektaş’ın yanında ona kuran öğreten iki kişi görür. Mektep bu kişilerin nuruyla nurlanmıştır. Lokman-ı parende gelince bunlar kaybolur. O, bunların kim olduğunu sorduğunda Bektaş “Sağımda oturan iki cihan güneşi ceddim Muhammed Mustafa S.a.v idi Solumda oturan Tanrı Arslan’ı İnanların emiri Murtaza Ali’ydi. Biri gelip zahir bilgisinden diğeri batın bilgisinden bahsederlerdi.

HÜNKÂR ÜNVANI ALIŞI

Lokman-ı Parende bir gün Bektaş’a abdest için mektebin dışından su getirmesini söyler. Bektaş’ta “Hocam bir nazar etseniz’ de mektebin içinden bir su akıp çıksa, biz dışardan su getirmeye muhtaç olmasak” der. Lokman “Buna bizim gücümüz yetmez, yapabilirsen sen yap der”. Bektaş el açar dua eder, Lokman’da âmin der. Bektaş elini yüzüne sürüp secdeye kapanınca mektebin içinde bir pınar akmaya başlar. Bunun üzerine Lokman-ı Parende Bektaş’a “Ya Hünkâr” der. Bundan sonra Bektaş’ın adı Hünkâr olarak kalır.

HACI OLUŞU

Lokman-ı parende hacca gittiğinde arife günü ” şimdi bizim evde pişi pişirirler” der. Bu söz Hünkâr Bektaş’ malum olur. Lokman-ı parende’ nin evinden bir tepsi pişi alarak Lokman’ a götürür.

Hac dönüşü Lokman-ı Parende’ yi karşılayan Niş Abur’ lular ona “Haccın kutlu olsun “ dediklerinde o, “asıl hacı olan Bektaş’tır”. Diyerek onun elini öper. Kerametlerini halka anlatır: “Kâbe’ de namaz kılarken Bektaş daima benimle namaz kılardı” der. Orada bulunanalar bu küçük çocuk bu kerametleri nereden bulmuş, dediklerinde Bektaş ben Kevser sakisi, Âlem’ lerin Rabbi Tanrı’nın aslanı, vilayet padişahı, müminler emiri Hz. ALİ’ nin sırrıyım. Bizim aslımız neslimiz odur. Bu kerametler bize mirastır Tanrı nasibidir.

Horasan Erenleri “Gerçekten şahin sırrıysanız onun nişanları vardır, gösterin tasdik edelim” derler.

Bektaş ”Hz. Ali’nin elinde ve alnında birer yeşil ben vardı” diyerek kendi elinde ve alnında bulunan benzer benleri gösterir.

Tapduk Emre ile

Rum erenleri Hacı Bektaş Veli’ye gidecekleri vakit, Emre adlı erene “Sende gel” dediklerinde o “Dost divanında bütün erenlere nasip üleştirilirken Hacı Bektaş adlı bir er görmedik” diyerek Hacı Bektaş’a gitmez. Erenler bu sözü Hünkâr’ a söylerler. O’da sonradan Emre’yi yanına çağırarak “Siz dost divanında erenlere nasip üleştirildiğinde Hacı Bektaş adlı bir er görmediğinizi söylemişsiniz. O nasip üleştiren elin nişanesi vardır, onu’ da bilir misiniz? Diye sorar. Emre “O divanda yeşil bir perde vardı, onun ardından bir el çıktı, bize nasip üleştirdi. O elin avucunda latif, yeşil bir ben vardı, şimdi bile görsem tanırım” der. Hacı Bektaş avucunu açarak benini gösterdiğinde Emre “Tapduk Hünkârım” der. Bundan sonra o eren “Tapduk Emre” olarak anılır.

img

MURAT GÜLŞAN

Araştırmacı yazar

Yorumlar