Kadı Mahmud ile Kırık Çiçeğin Hikayesi
Bir gün Üftâde Hazretleri, müridleriyle berâber bir kır sohbetine çıkmıştı. Emri üzerine bütün dervişler kırın en güzel yerlerini dolaşarak hocalarına birer demet çiçek getirdiler. Ancak Kadı Mahmut Efendi’nin elinde sapı kırılmış, solgun bir çiçek vardı sâdece... Diğerlerinin ellerindekileri neşeyle hocalarına takdîminden sonra Kadı Mahmut, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği Üftâde Hazretleri’ne takdîm etti. Üftâde Hazretleri diğer mürîdânın meraklı bakışları arasında sordu:
“–Evlâdım Mahmut! Herkes demet demet çiçek getirdikleri hâlde sen niçin sapı kırık, solgun bir çiçek getirdin?”
Kadı Mahmut edeple başını önüne indirerek cevap verdi:
“–Efendim! Size ne takdîm etsem azdır. Ancak hangi çiçeği koparmak için elimi uzattıysam, onu “Allâh, Allâh” diyerek Rabbini zikreder bir hâlde buldum. Gönlüm onların bu zikirlerine mânî olmaya râzı gelmedi. Çâresiz ben de elimdeki, zikrine devâm edemeyen şu çiçeği getirmek zorunda kaldım.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları


Yorumlar
Yorum Yaz