ŞEHİT İSTİHBARAT BİNBAŞI AHMET CEM ERSEVER'İN TESPİTLERİ:
Bugünlerde 40.000 vatandaşımızın ölümünden sorumlu bebek katili terör elebaşı A.Öcalan'ın ayağına Mecliste kurulan heyetin gitmesi gerektiği ifade ediliyor. Bunun ön görüşmesini yapmak için DEM'li heyet ise İmralıya gitti ve bebekkatili Öcalan ile görüştü.
Ne ilginçtir tarihte bugün: Ömrünü PKK terör örgütü ile mücadeleye adayan, bölücü terörün terör elebaşları etkisiz hale getirilmeden, sınır dışındaki bataklık kurutulmadan ve örgütün yurt dışı emperyalist desteği kesilmeden, bitirilemeyeceğini söyleyen.

Bölücü terör örgütünün emperyalistlerin ortadoğu'daki emellerini gerçekleştirmek için kurulan taşeron bir yapı olduğunu belirten 4 Kasım 1993 tarihinde faili meçhul cinayet sonucu şehit edilen emekli Jandarma İstihbarat Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in işkence ile katledildiği tarihtir.
Jandarma İstihbarat Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in kitaplarından bazı bölümleri paylaşıyorum. Rahmetlinin yazdıkları okunduğunda o günlerden bugünleri nasıl gördüğü, sözlerinin ne derece doğru olduğu görülmektedir. Belkide bu yüzden öldürüldü daha doğrusu susturuldu.
Ahmet Cem Ersever'in kitaplarından bazı bölümler ve tespitler:
-Yıllardır Doğu ve Güneydoğu' yu bir kan deryasına çevirmek için yapabileceği her şeyi yapmaya çalışan ÖCALAN'ın silahı bırakacağına dair, 13 Mart 1993 tarihli "ÖZEL HABER" sürmanşeti ile, tam sayfa bir yazı yayınlandı gazetelerde. Bu haber üzerine başta basınımız olmak üzere tüm kesimlerde dolaylı ve dolaysız olarak; "YAŞASIN ÜMİT" diye yorumlar yapıldı. Görülüyor ki, Türk insanının kaderini elinde tutanlar, kaderine hükmedenler Türk milletinin geleceğini "Apo' nun ağzından çıkacak kelimelere ipotek" etmişlerdir. Yani, Türk milleti olarak bundan sonra bizim geleceğimiz Apo'nun hakkımızda vereceği karara kalmıştır.
-Apo'ya "Bay Öcalan" diyenler bu ülkenin onurunu yere düşüren kişilerdir. Ne yaptığının farkında değillerdir.
-Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kürt sorunu yoktur birileri sorun adı altında T.C.'yi zorlamakta ve kendilerine çıkar temin etmektedirler.
-Terörle mücadele bir demokrasi ayıbı değildir. Cereyan eden hadiselerin boyutları o kadar büyüktür ki; bu olaylardan çıkar bekleyen, belirli ölçülerde destekleyen bilgisiz ilgililer, siyasi çözüm önermek gafleti ve hıyaneti içersine bile girmişlerdir.
-Dünyadaki hiçbir demokrat ve aydın memleketini ve demokrasisini üç-beş tane teröriste iğfal ettirmez, demokrasi düşmanlarını bilir ve tanır, onu nasıl koruyacağını düşünür.
-Eğer günümüzde bölücülük yapmak, itibar, şan ve şöhret kazandırabiliyorsa ve kabul görüyorsa, üstelik bunun bedeli ağır değilse; şansız, namsız, itibarsız, işsiz-güçsüz ve toplumda kabul görmeyen herkes için bölücülük bir tutku demektir.
-Hiç kimse teröre karşı olduğunu söylemekle bu olayları önleyemeyecektir. Bölgede PKK örgütüne ihanetin cezası ölüm, devlete ihanetin cezası DİYARBAKIR l nolu Tutukevinde "AKADEMİK PKK KARİYERİ" yapmaktır. Böyle bir ortamda TC varlığının giderek son bulacağını söylemek için falcı olmaya hiç gerek yoktur. İşin gerçeği bu olayın kökleri içerde, dalları dışardadır
-Ortadoğu'da bütün tezgahlar ABD tarafından planlanır, İngiltere'ye gönderilir ve İngiliz istihbaratı yapar.
-Bu bölgede emperyalizmin denetiminde bir Kürt Devleti kurmak isteniyor.
-Şimdilik Kuzey Irak'ta devlet kuracaklar. Sonra İran, Suriye ve Türkiye'de karışıklık çıkarıp size Kürtler yardım etsin diyecekler.
-PKK'ya göre Kürdistan 4 sömürgeci devlet tarafından pay edilmiş ve 4 parçaya ayrılmıştır. Bu dört devlet de ulusal kurtuluş mücadelesi veren PKK'nın düşmanı idiler. Bu düşman ve sömürgeci devletlerden bir tanesi SURİYE idi…Yapılan bir istatistikte; dağdaki her yedi PKK militanından birinin Suriye uyruklu olduğu tespit edilmişti…Ortadoğu ve Ortaasya üzerindeki emelleri belli olan ABD, Almanya, Fransa ve ingiltere terör yaratıcılığı konusunda deneyimli bir profesyonel olan Suriye'nin patronluğuna çoktan soyunmuş durumdalar. Bu durumda Suriye'nin yeni patronu elbette PKK'nında patronu olacaktır.
-Netice olarak; Kürdistan olgusu ve Kürtlük fikri tarihsel ve toplumsal temelleri ne olursa olsun, esas itibariyle 19. yüzyılın başlarında İngiliz, Fransız ve Rusların hayatiyet verdiği birer olgu olarak ortaya çıkmış ve bu temelde şekillenmiştir...İngiliz Hükümetinin işe el koyması ile "ŞERİAT DEVLETİ İSTİYORUZ" propagandasına bir de Kürtlük ve Kürdistan ilave edildi.
-Çağdaş LAWRENCE'ler toplumumuzu kamplara bölmüş durumdadır. Otonomi yanlıları bir tarafa, Federasyon yanlıları bir tarafa, sözde bağımsızlıkçılar bir tarafa çekip durmaktadırlar. Sorunumuz, işte bu işportacı mahluklar ve onların azgın patronlarıyladır.
-Mevcut ekonomik, kültürel, hukuksal, sosyal, eğitsel ve idari kurumlarıyla ayrılıkçı Kürtçülük olayına çözüm getirmeye çalışmak, hüsrana uğramak; kısaca ve açıkça bölgede çok yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti varlığının son bulması demektir.
-Bütün kurumlar teorik eksikliklerini gidermeden ve sürekli kendilerini yenilemeden ayrımcı Kürt Milliyetçiliğine ve APO Vampirine karşı mücadele geliştirebileceklerini sanmamalıdırlar. Pratikte görülen; bölge koşullarının zorluğundan, yaşanılan ağır amatörlük ve ilkellikten ötürü bir kadro hareketinin gerekliliğidir.
-APO sefili, bugüne kadar tecavüz ettiği kadınların bir çoğunu öldürtmüştür. Cinsel
ilişkiyi kabul etmeyenler tecavüze uğradıktan sonra anlaşılmaması için ajanlık suçlamalarıyla katledilmiştir.
-İzinden dönen erler elleri arkadan bağlanarak, kafa derileri yüzülmek suretiyle öldürülmekte, Subaylar şehirler arası yollarda otobüslerden kadın ve çocuklarının yanından alınarak kurşuna dizilmekte gene insan haklarından bahseden olmamaktadır.
-"...Bunlar, döktükleri Mehmetçik, polis, öğretmen, genç-ihtiyar-kadın-çocuk kanlarının hesabını vermeyecekler mi? Yada bu kanların hesabı kimden sorulacak? Halkın dişinden, tırnağından arttırarak ödediği vergilerle biraraya getirilen yüzlerce araç-gereç, bina-tesis yakılıp yıkılmıştır. Bunların hesabı kimden sorulacak? Ya da bir takım tavizler verilerek Apo'nun ateşkes çağrısı kabul edilirse, on yıldır yağmur-kar demeden canlarını dişlerine takarak eşkiya ile mücadele eden ve bu uğurda şehit olan yüzlerce vatan evladının geride bıraktıkları demiyecekler mi; "Madem bu toprak parçalarını Apo'ya peşkeş çektiniz, neden çocuklarımızı öldürttünüz?", halen hayatta olanlar sormayacak mı; "madem bu noktada Apo ile birleşecektiniz, neden güneydoğu'da ve Doğu'da yıllarımızı heba ettik?...”
-Farzedelim ki, basının bahsettiği gibi A. ÖCALAN, kayıtsız şartsız silahlı mücadeleden vazgeçti. Ellerinde bulunan yüzlerce havan topu ve uçaksavarı, binlerce roketatarı, onbinlerce tüfeği ve el bombasını kime teslim edecek? Her biri onlarca kişinin katili olan ve sayısız katliamlar gerçekleştiren on bine yakın militanını ne yapacak? Bunlar, döktükleri Mehmetçik, polis, öğretmen, genç-ihtiyar-kadın-çocuk kanlarının hesabını vermeyecekler mi? Yada bu kanların hesabı kimden sorulacak? Halkın dişinden, tırnağından arttırarak ödediği vergilerle biraraya getirilen yüzlerce araç-gereç, bina- tesis yakılıp yıkılmıştır. Bunların hesabı kimden sorulacak? Ya da bir takım tavizler verilerek Apo'nun ateşkes çağrısı kabul edilirse, on yıldır yağmur-kar demeden canlarını dişlerine takarak eşkiya ile mücadele eden ve bu uğurda şehit olan yüzlerce vatan evladının geride bıraktıkları demiyecekler mi; "Madem bu toprak parçalarını Apo'ya peşkeş çektiniz, neden çocuklarımızı öldürttünüz?", halen hayatta olanlar sormayacak mı; "madem bu noktada Apo ile birleşecektiniz, neden güneydoğu'da ve Doğu'da yıllarımızı heba ettik? Neden bizi piyon olarak kullandınız?”

-Uğur Mumcu'nun ölümünü islami örgüte bağlamıyorum. PKK meselesi araştırılmalı.
-(ABD kontrolündeki) Çekiç güç PKK'ya yardım etti. Yardım malzemesi attılar.
-PKK kamplarında helikopter iniş pistleri vardı. Orayı voleybol oynamak için mi kullanıyorlardı?
-Ben siyasi olarak sadece Mustafa Kemal Atatürk'e inandım ve onu örnek aldım.
-Bu ülkede hangi ideoloji olursa olsun, ideoloji kılıfında vatan haini olmayan herkes bizim kardeşimizdir.
-Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür . Milli Türk kültürünün yöreden esirgenmiş olması Klasik Kürtçülüğü doğurmuştur .
Cumhuriyetten bu yana Türkiye'de milli birlik konusunda çok seslilik mevcuttur. Milli birlik , milli kültür ile sağlanır.
Ruhu şad mekanı Cennet olsun.


Yorumlar
Yorum Yaz